Sigorta, yapmak zorunda olduğumuz en tatsız satın almalardan biridir – satın aldığımız ve asla kullanmak zorunda kalmayacağımızı umduğumuz birkaç şey arasında yerini alır. Aslında pek çok insan, sigorta satın almaya karşı çıkmak için bu umudu kullanır – ve buna asla ihtiyacımız olmama olasılığı yüksek olsa da, bu, hayatta üzgün olmaktansa güvende olmanın daha iyi olduğu zamanlardan biridir.
Günlük hayatın masrafı sürekli arttığından, acil olmayan sigorta ihtiyacını yanıltıcı olarak görmek daha kolay olabilir. Şimdi hasta değilim, değil mi? Evim iyi – bugün dışarıda kasırga havası yok gibi görünüyor. Bu asla başıma gelmeyecek – Zor kazandığım tüm parayı asla olmayacak bir şeye karşı koruyarak boşa harcamıyorum! O sigorta şirketlerinin daha fazla paraya ihtiyacı yok.
Ne yazık ki, bu güven yersizdir, çünkü en entelektüel bilim adamları bile hangimizin kansere kurban gideceğini veya hangimizin evini veya işini kaybedeceğini tahmin edemez. “Bana olmayacak” felsefesi birçok insan için işe yarar, ancak ortak şans bununla ilgilenir. Teşhis geldiğinde yüzünde çamur olan ve kendi hayatını kurtaracak paran olmayan kişi olmak ister misin? Bunu anlamak önemlidir – sigortayı seçmenin yaşam ya da ölüm arasında bir seçim olduğunu.
Hiç şüphe yok ki her ay sigortamıza ödediğimiz para bize çok daha çabuk zevk verebilir, ama dürüst olmak gerekirse, aylık ödediğimiz miktar bu kadar mı? Bugün onu kısacık bir şeye harcayın ve nereye gittiğini asla hatırlamayacaksınız, ancak zor kazanılan paranızı bir sigorta planına yatırmayı seçin ve bir trajedi olursa küçük bir yaşam ışını olacaktır. Çünkü gerçekten, bugün kanser teşhisi konsa hangisini tercih ederdin? Bundan dolayı kendimize yatırım yaparak ilerde başımıza gelecek durumları göz ardı edip sigorta yaptırmak çok önemlidir.